23 Ağustos 2008 Cumartesi

Pansiyoncular “üçkağıtçı müşteri”den dertli!

Pansiyon işletmecileri sözünde durmayan üçkağıtçı müşteriden dertli.
Ilıca’da, kaplıca sezonunun sonlarına doğru yaklaşılırken yoğunluk devam ediyor. Otel ve pansiyon işletmecileri, sezonun her yıl giderek daha da kısalmasından yakınıyor. Sezonun kısalması hem işletmeciler açısından kayıp; hem de müşteri açısından yığılmayı ve dolayısı ile yer bulamamayı da beraberinde getiriyor.
Önceki sezonlardan Ilıca’yı tanıyan ve tedarikli davranan müşteriler, telefonla rezervasyon yaptırarak yola çıkıyor. Ancak, bazı müşteriler, çeşitli hilelerle “tatilini ucuza getirmeyi” planlarken otel ve pansiyon işletmecilerini zor durumda bırakıyor. İşte pansiyoncuların en çok şikayetçi oldukları bazı müşteri üçkağıtçılıkları:
Müşteri, memleketinden yola çıkarken birden fazla pansiyonu arayarak adına rezervasyon yaptırıyor. Ilıca’ya geldikten sonra, bakıyor ve hem fizîken, hem de ekonomik yönden hoşuna giden pansiyona yerleşiyor. Diğer tarafta öbür pansiyoncu “müşterim gelecek” diye odasını boş bekletedursun ne gam. Telefon numarasını bile bırakıp “aman ha odamı satmayın ben yola çıktım” diyen hilebaz müşteri hiç uğramadığı gibi telefon açarak “gelemeyeceğini !!” söyleme lütfunda bile bulunmuyor.
Bir başka yalancılık ise, müşterinin pansiyona gelip yerleşirken, sözlü olarak uzun süre kalacağını taahhüt ederek fiyat konusunda sıkı sıkı pazarlık yapıp, işletmecinin indirime gitmesini sağlamasının ardından, iki gün sonra ayrılması gerektiğini söylemesi…
Üstelik, fiyatı da uzun kalacağını söylemesine rağmen, düşük ödemeye çalışması.
Müşterilerin numaraları bununla da bitmiyor.
En dürüst görüneni ( hatta başında takkesi ve sakalı ile) bile “hastalık” ve “ ölüm” gibi en hassas konuları istismar edebiliyor.
Örneğin akşam gelmiş yerleşmiş. Hatta, bir hafta, on gün kalacağım diyerek… Ama sabahleyin kapıya dayanmış “memleketimden kara haber geldi” diyerek acilen ayrılması gerektiğini söylüyor. Tabi pansiyoncu ne yapsın “Allah (cc) rahmet eylesin” diyerek müşteriyi uğurluyor. Ama bir ya da iki gün sonra çarşıya çıktığında o “cenazem var acilen memlekete dönmem gerek” diyen müşterisiyle karşılaşabiliyor.
İşte bütün bunlar otel ve pansiyoncuları zor durumda bırakıyor ve müşteri seçerken zorlanıyor. Ve hatta, hiç günahı olmayan, gayet dürüst müşterilere karşı da kafalarında “ön yargı” oluşmasına neden oluyor.